Ölümsüzlük Otu: İnsan Ruhunun Sonsuzluk Arayışı Bir psikolog olarak bazen danışanlarımın cümlelerinde fark etmeden tekrar ettikleri bir kelimeye takılırım: “Keşke hiç bitmese.” Bu ifade kimi zaman bir aşkın, kimi zaman bir mutluluğun, kimi zamansa hayatın kendisinin ardından gelir. Ölümsüzlük isteği aslında yalnızca bedene dair değil; insan zihninin en derin köklerinden yükselen bir varoluş arzusudur. İşte tam bu noktada, halk arasında ölümsüzlük otu olarak bilinen bitki, yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda psikolojik bir sembol haline gelir. Ölümsüzlük Otu Nedir? Ölümsüzlük otu, Çin tıbbında “Jiaogulan” olarak bilinen, ömrü uzattığına inanılan bir bitkidir. Antioksidan etkileriyle bağışıklığı güçlendirdiği, stresi azalttığı ve yaşlanmayı yavaşlattığı söylenir.…
8 YorumKategori: Makaleler
Yöresel Kıyafetler Süreklilik Gösteriyor mu? Psikolojik Bir Analiz Bir psikolog olarak, insan davranışlarının ardındaki motivasyonları çözümlemeye her zaman merak duymuşumdur. Her hareket, her tercih, her alışkanlık, insanların iç dünyasının bir yansımasıdır. Peki, neden bazı kültürel özellikler – özellikle yöresel kıyafetler – zaman içinde değişmeden kalırken bazıları evrim geçiriyor? Yöresel kıyafetlerin sürekliliği, toplumsal ve bireysel psikoloji açısından son derece önemli bir konu. İnsanlar, geçmişin izlerini taşıyan bu kıyafetleri neden koruyorlar? Bu yazıda, yöresel kıyafetlerin sürekliliğini, bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji boyutlarıyla inceleyeceğiz ve bu olgunun arkasındaki psikolojik dinamikleri keşfedeceğiz. Bilişsel Psikoloji: Hafıza ve Kimlik Bağlantısı Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçleri, düşünmeyi, hatırlamayı…
6 YorumKanasta Kaç Kişi? Ezberi Bozalım: Oyuncu Sayısı Mitini Tartışıyoruz Kanasta çoğunlukla 4 kişiyle oynanır; ama “doğru” sayı, oynadığınız varyanta, masanın kültürüne ve oyundan ne beklediğinize göre değişir. Bu yazıyı bir iddiayla açıyorum: “Kanasta dört kişiyle oynanır” cümlesi, oyunun dinamizmini kısırlaştıran bir ezber. Evet, geleneksel turnuva sahnesi dört kişiyi merkez alır; fakat masada oturan insanların ritmi, mahallenin alışkanlığı, hatta oynadığınız topluluğun değerleri, “kaç kişi” sorusunu tek bir doğruya indirgemeye direnir. Kanasta kaç kişiyle oynanır sorusunu, sadece kural kitabının satırlarına değil; kültüre, erişilebilirliğe ve oyun deneyiminin adaletine bakarak tartışalım. “Standart” Cevap: 4 Kişi—Peki Neden Bu Kadar Mutlaklaştırıldı? Klasik Kanasta masası 4 kişilik…
4 YorumPerdeleme Yapmak Ne Demek? Tarihsel Bir Analiz Geçmişi anlamaya çalışırken, bazen eski zamanların gölgeleri arasında kaybolmuş kelimeler ve kavramlarla karşılaşırız. Bu kelimeler, zamanla değişen anlamları, toplumsal dönüşümleri ve kültürel evrimleri yansıtır. Perdeleme yapmak da, işte bu tür bir kavramdır. Gündelik hayatımızda sıkça duymadığımız bir ifade olabilir, ancak tarihi bir bakış açısıyla ele alındığında, önemli toplumsal ve kültürel yansımaları olan bir olgudur. Peki, perdeleme yapmak ne demek? Bu soruya, tarihsel süreçler, toplumsal kırılma noktaları ve değişen kültürel yapılar çerçevesinde yaklaşırsak, kelimenin derinlikli anlamını daha iyi kavrayabiliriz. Perdeleme Yapmanın Tarihsel Kökleri Perdeleme yapmak, ilk bakışta gündelik dilde sıkça karşılaştığımız bir kelime gibi…
8 YorumParagraf Girintisi Kaç cm? Psikolojik Bir Perspektiften Düşünmek Bir Psikoloğun Meraklı Girişi: İnsan Davranışlarını Anlamak İçin Küçük Bir Adım Psikologlar, bazen dünyayı anlamanın en ilginç yollarının, en küçük detaylarda gizli olduğuna inanırlar. İnsan davranışlarını anlamaya çalışırken, bazen bir kelimenin ya da bir yazı biçiminin arkasındaki psikolojik motivasyonları çözümlemek oldukça öğretici olabilir. Bugün sizlere, gündelik hayatımızda sıkça karşılaştığımız bir konu olan “paragraf girintisi”nin psikolojik boyutlarını inceleyeceğiz. Belki de bu, ilk bakışta basit bir yazı formatı gibi görünebilir, ancak aslında çok daha derin anlamlar taşır. Peki, paragraf girintisi kaç cm olmalı? Bu soruyu, psikolojik bakış açısıyla ele almanın faydaları neler olabilir? Gelin,…
8 YorumGülüş Tasarımı Ücreti Ne Kadar? Antropolojik Bir Perspektiften Giriş: Kültürlerin Gülüşe Yansıyan Yüzü Bir antropolog olarak, her toplumun ve kültürün, insan bedeninin ifade biçimlerini nasıl şekillendirdiğini ve yorumladığını merak ederim. İnsan yüzü, sadece bireysel duyguları yansıtmakla kalmaz; aynı zamanda kültürel anlamlar taşır. Gülüş, evrensel bir ifade olsa da, farklı toplumlar ve kültürler gülüşe farklı değerler yükler. Peki, bu kültürel çeşitlilik, estetik ve kimlik anlayışına nasıl etki eder? Son yıllarda popülerleşen gülüş tasarımı ise, bu kültürel çeşitliliği modern bir biçimde yeniden şekillendiriyor. Gülüş tasarımının ekonomik yönünü ve sosyal yapısını anlamadan önce, gülüşün antropolojik bağlamda nasıl bir yer tuttuğuna bakalım. Gülüş Tasarımının…
8 YorumKalp Yetmezliğinin İlk Belirtisi Nedir? Gündelik Hayatta Farkedilen O İnce İşaret Siz de bazen merdivenleri çıktığınızda normalden fazla nefes nefese kaldığınızı fark ediyor musunuz? Ben bu yazıyı, tıbbi terimleri ortak bir sohbete çevirmeyi seven bir blog yazarı olarak, “Kalp yetmezliğinin ilk belirtisi nedir?” sorusuna hem bilimsel hem de gündelik hayatın içinden, samimi bir dille yaklaşmak için yazıyorum. Çünkü bazen en güçlü yanıt, laboratuvarda değil, evin koridorunda, apartmanın merdiveninde, market poşetini taşırken saklıdır. En sık görülen ilk belirti, özellikle eforla ortaya çıkan nefes darlığı (egzersiz toleransında düşüş) ve kolay yorulmadır. Bunu, geceleri yastık sayısını artırma ihtiyacı, birkaç gün içinde hızlı kilo…
4 YorumGözde Et Yürümesi Geçer mi? Edebiyatın Derin Gözünden Bir Bakış Kelimenin insan üzerindeki etkisi, kimi zaman bir ilacın etkisinden bile güçlüdür. Bir yazar için her sözcük, görünmeyen bir dokuya dokunur; içteki yara yerini yoklar, bazen de iyileştirir. “Gözde et yürümesi” denilen tıbbi bir durum, bir edebiyatçının gözünde yalnızca bir rahatsızlık değil, aynı zamanda bir metafordur. Çünkü göz, insanın dünyayla kurduğu ilk temastır; ışığın, anlamın, duygunun kapısıdır. O kapıya perde inerse, sadece görme değil, anlama biçimimiz de bulanır. Bir Metafor Olarak Gözde Et Yürümesi Tıpta pterjiyum olarak adlandırılan bu durum, gözün beyaz kısmından saydam korneaya doğru ilerleyen, “yürüyen” bir doku fazlalığıdır.…
Yorum BırakGösteri Yürüyüşü Nedir? Kültürlerin Ritüel Sahnesinde Bir Antropolojik Yolculuk Bir antropolog olarak dünyayı dolaşırken fark ettiğim şey şudur: Her toplum, kendi hikâyesini bedenler, renkler, sesler ve sembollerle anlatır. Bu hikâyeler bazen bir festivalde dansla, bazen bir dini ayinde sessizlikle, bazen de sokaklarda yankılanan adımlarla ifade bulur. Gösteri yürüyüşü tam da bu anlatım biçimlerinden biridir — bir topluluğun kendini görünür kılma, kimliğini sergileme ve aidiyetini paylaşma ritüelidir. Gösteri Yürüyüşü Nedir? Antropolojik Tanım Antropolojik açıdan gösteri yürüyüşü, bir topluluğun belirli bir amaç, kimlik ya da inanç doğrultusunda kamusal alanda bir araya gelerek yaptığı sembolik bir eylemdir. Bu eylem yalnızca “protesto” ya da…
8 YorumGörme Olayı Nasıl Olur? Felsefi Bir Bakışla Görmenin Kısa Ama Derin Hikâyesi Bir filozof için görmek, sadece gözün yaptığı bir eylem değildir; o, bilincin dünyayla kurduğu ilk ve en karmaşık ilişkidir. Işık, retina, sinirler, beyin… Tüm bu biyolojik süreçler birer araçtır; ancak görme dediğimiz şey, bu araçların ötesinde bir anlam kurma eylemidir. Görmek, sadece bir şeyi fark etmek değil, aynı zamanda o şeyle varoluşsal bir bağ kurmaktır. Bu yazıda “görme olayı nasıl olur?” sorusuna yalnızca fiziksel değil, etik, epistemolojik ve ontolojik açılardan yaklaşacağız. Görme: Fizyolojik Bir Gerçek, Felsefi Bir Gizem En yalın tanımıyla görme olayı, ışığın bir nesneden yansıyıp gözün…
Yorum Bırak